İçerik
Biyofili, yaşam ve canlılara karşı duyulan sevgi anlamına gelen biyofili (biophilia) “yaşamı sevmek”, ‘‘yaşam sevgisi’’ veya “canlıyı sevmek” olarak tanımlanmaktadır.
Sözlükte ‘‘Bio’’ ön eki canlı, yaşam ve hayat gibi anlamlara gelen, yaşam ve canlıyla ilgili olandır. ‘‘Philia’’ eki ise sevme, hoşlanma, bir şeye karşı duyulan sevgi anlamındadır. Bu iki ek birleşerek biyofili (biophilia) kelimesini oluşturmaktadır.
Biyofili (biophilia) kavramı, bitki yetiştirmek, hayvanat bahçelerini ziyaret etmek, evcil hayvan beslemek, yeşil alanlarda ve doğal alanlarda doğayla iç içe huzurla gezebilmek gibi doğaya karşı hissedilen olumlu duyguları açıklamaktadır. Örneğin, insanların yaban hayatı ve doğa fotoğraflarına hayranlık göstermelerinin temelinde de biyofili vardır.
Biyofili kavramı, insanların doğal süreçlere karşı duyduğu doğuştan gelen (kalıtsal) eğilimdir ve bu eğilim hayatta kalmanın bir parçasıdır.
Edward O. Wilson (1984)’a ait olan ‘‘Biophilia’’ adlı kitabı ve ekolojist Kellert ile birlikte yazdığı “Biyofili Hipotezi” isimli kitaplarıyla biyofili kavramının yaygınlaşmasını sağlamıştır. Bu kitaplar içerisinde “yaşama karşı duyulan doğuştan gelen doğal eğilim”, “insanoğlunun diğer canlı organizmalara karşı sahip olduğu duygusal bağı” (Kellert ve Wilson 1993) şeklinde açıklamalar ile biyofilinin insanlığın özünde yer edindiğinden ve insanların tüm canlılara olan bağlılığından söz etmektedir. Wilson (1994), insanlar tarafından yaşama ve yaşam benzeri süreçlere karşı duyulan bağ; güven, hayranlık ve bazen de korkuya neden olan bir bağ olarak tanımlamıştır.
Biyofili; mimarlık, iç mimarlık, kentsel tasarım gibi uygulama alanlarına insanın doğaya bağlanma arzusuyla adapte edilebilen psikoloji, felsefe ve biyolojinin çalışma alanına giren bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeni bir kavram olan biyofili pratikte insanoğlunun varoluşuna dayanmaktadır. İnsanın evrimsel gelişimine fiziksel ve zihinsel açıdan bakıldığında çevresindeki doğal süreçlerle etkileşimine bağlamaktadır.
Biyofili hipotezi, geçmişten gelen izlerin modern zamanda yaşayan insanı nasıl etkilediği, insanların doğaya yakın hissetmeleri ile birlikte yaşam ortamları oluşturmasıyla ilgilenmektedir. En kolay anlamda neden doğaya yakınlık hissediyoruz sorusunun cevabını biyofili hipotezi ile anlamaktayız.
Biyofili hipotezine göre fiziksel ve ruhsal sağlık ile üretkenliğin sürdürülebilmesi, doğal süreçte evrimleşen insan vücudu, zihni ve ruhunun sağlıklı oluşu, insanın doğayla olan etkileşiminin kalitesine bağlıdır.
Biyofili Hipotezi, eski çağlardan beri insanların kentler yerine doğayı tercih etmelerini desteklemektedir. Tarih öncesinde mağara resimlerine ve eski Mısır’daki mezar resimlerine bakıldığında bitki, hayvan ve insan figürlerinin birlikte görülmesi insanların diğer canlı organizmalarla olan bağını eskilere dayandığını göstermektedir. Örneğin; Pompei’deki kalıntılara bakıldığında 2.000 yıl önce de insanların evlerinde ve bahçelerinde bitki yetiştirdikleri görülmektedir. Bir başka örnek Mısırlılarda vefat eden insanların kedileriyle birlikte gömüldükleri bilinmektedir.
Biyofilik tasarım, temellerini doğaya karşı duyulan, doğuştan gelen kalıtımsal eğilim olarak tanımlanan, bu eğilimin sürdürülebilir olmasını savunan biyofili hipotezinden almaktadır.
Biyofilik tasarım yaklaşımının temellerini oluşturan biyofili hipotezi insanın diğer tüm yaşam sistemlerine içgüdüsel olarak bağlı olduğunu ve bu bağın sürdürülmesi gerektiğini iddia etmektedir. Her canlı gibi ekosistem içerisinde yerini alan insanoğlu, canlı ve cansız çevreye ekolojik olarak bağlıdır. Ancak zamanla doğadan kopmuş ve kentleşmenin artmasıyla kendi yaşam alanlarını diğer canlılardan ve doğadan ayrıştırmıştır. Hızlı modernleşme süreci sonunda biyolojik kodlarıyla çelişen mekânlarla çevrelenen insan, fiziksel ve zihinsel açıdan tepkiler vermeye başlamıştır. Yaşanan bu sıkıntılar sonucu geliştirilen biyofilik tasarım yaklaşımı, biyolojik bir organizma olan insanlar için yapılı çevrede iyi bir yaşam alanı yaratmayı amaçlamaktadır.
Biyofilik tasarım, insanın evrimsel dönüşümü boyunca hayatta kalma başarılarının, doğa ile kurdukları bağ ile ilgili olduğu, her insan için bu bağın ortak bir duygu olduğunu savunan tasarım yaklaşımıdır. Gün ışığına maruz kalmak, hayvanlar, ağaçlar, çiçekler, sular, kuşlar vb. doğal süreçleri barındıran yaşam ortamlarında yakın temasta bulunmak ve doğal yaşam ortamlarında kendini daha iyi hissetme olgusu biyofilik tasarım yaklaşımını şekillendirmiştir. Bu yaklaşım, çağdaş yapılarda ve çevre düzenlemelerinde insan ve doğa arasında kazançlı etkileşimi teşvik etmektedir.
Biyofilik tasarım, “kendisinin oluşturduğu kentsel yaşam ortamlarının mimarı insan ve doğa arasındaki bozulan bağın yeniden kurulmasını sağlayarak, insanların psikolojik ve fiziki anlamda sağlıklı olmalarını sağlayan, refah düzeylerini arttırmayı amaçlayan yaklaşım” olarak tanımlanmaktadır.
Biyofilik tasarımın ilkeleri:
Biyofilik tasarım uygulamaya aktarılırken kullanılacak tasarım parametrelerinin seçimi, projenin şartlarına, bina işlevine, peyzaj kullanımlarına, proje büyüklüğüne, değişen ekonomik ve lojistik faktörlere, kültürel ve ekolojik koşullara bağlı olarak değişmektedir. Biyofilik tasarımın etkin bir şekilde uygulanması, yukarıda belirtilen ilkelere bağlı kalmayı gerektirir. En önemlisi de tasarım parametrelerinin parça parça veya bağlantısız uygulanmaması, aksine birbirini karşılıklı olarak güçlendirecek ve tamamlayacak şeklinde uygulanmasıdır.
Biyofilik tasarım yaklaşımının uygulamada etkin bir şekilde kullanılması, yukarıda belirtilen ilkelere bağlıdır. Uygulamada kullanılacak tasarım parametreleri seçimine bakıldığında; başta ekolojik koşullara daha sonra alansal kullanımlara, alan şartlarına ve işlevine, alan büyüklüğü ve ekonomik faktörlere, kültürel ve sosyolojik faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Tasarım parametreleri birbirinden kopuk şekilde uygulanmamalı hatta birbirini güçlendirebilecek şekilde uygulanmalıdır.
Biyofilik tasarım, modern yapılı çevrede doğayla ilgili bu içsel adaptasyonları tatmin etmeyi ve bunu yaparken insanların fiziksel ve zihinsel açıdan sağlığını ve zindeliğini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Kaynaklar: Hilal KAYA-BİYOFİLİK TASARIM VE İYİLEŞTİREN MİMARLIK: ÇOCUK HASTANELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME İZEL GÖKTEN-ANKARA İMRAHOR VADİSİ VE İNCESU DERESİ ALAN KULLANIM KARARLARININ BELİRLENMESİ VE BİYOFİLİK TASARIM YAKLAŞIMI İÇİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ
Sismik İzolatör Nedir? Sismik İzolasyon Nedir? Deprem izolatörü olarak da adlandırılan sismik izolatör; yapılara gelen…
Son beton fiyatları piyasadan alınan güncel m3 beton fiyatlarına göre güncellenmiştir. Ağustos 2022 ayı itibariyle…
İnşaat demir fiyatları, inşaat maliyet hesaplarında önemli yer tutan maliyet kalemlerindendir. Demir fiyatlarının güncel piyasa…
2022 Doğrudan Temin Limitleri - Eşik Değerler Büyükşehir belediyesi sınırları ve bunun dışındaki yerler için…
20 Ocak 2022 tarihli Resmi Gazete`de yayınlanan Kamu İhale Tebliğ'ine göre 2022 inşaat mühendisi diploma…
KİK Payı Limit On binde beş olarak anılan KİK Payı Limiti 2022 yılı için açıklandı;…