İnşaat Terimleri SözlüğüYapı İşletmesi

Ekosistem Nedir?

Ekosistem, belirli bir alanda bulunan canlılar ile bunları saran çevrenin karşılıklı ilişkileri ile meydana gelen ve süreklilik gösteren ekolojik sisteme verilen isimdir. Ekosistem, ekoloji ile alakalı yapılan bilimsel çalışmaların temelini oluşturan bir ölçek işlevi görmektedir. Ekosistemde her varlığın bir işlevi bulunmaktadır. İşlevi olan varlıkların herhangi birindeki bir aksaklık veya noksanlık, ekosistem dengesine zarar verebilmektedir. (Ekoloji Nedir?)

Bu bağlamda ekosistem belirli bir alan üzerinde bulunan canlı veya cansız çevre bileşenleri tarafından oluşturulan ve devamlılık içeren ekolojik sistemler bütünüdür. Ekosistem içindeki tüm varlıkların işlevinin olması, ekosistemi dört ana bileşenden meydana gelen bir sistem bütünü haline getirmiştir. Aşağıda belirtilen dört ana bileşen ekosistemin yaşam ve enerji döngüsünün devamlılığını sağlamaktadır.

  1. Cansız varlıklar (inorganik ve organik maddeler),
  2. Primer üreticiler (yeşil bitkiler ve ototroflar),
  3. Tüketiciler (bitkisel ve hayvansal maddeleri yiyenler ve hetotroflar),
  4. Ayrıştırıcılar (bakteri ve mantarlar ve saprofitler).



Ekosistemin ve ekolojik yaşamın sorunsuz devam edebilmesi için bu bileşenlerin aralarındaki dengenin ve uyumun kusursuz çalışması gerekmektedir. Doğal ekosistem dengesinin bozulması beraberinde ekolojik sorunlara, sürdürülebilir yaşamın özelliklerinde sıkıntıların meydana gelmesine sebep olmaktadır. Ortaya çıkan sorunlar neticesinde, mevcut ekosistem dengesinin bozularak ortadan kalkması ve bozulan bu ekosistemin yerine yeni bir ekosistemin olması olayına ise “süksesyon” (sıralı değişim) denilmektedir. Her bir ekosistemin kendine ait özellikleri, yaşam süreleri ve yaşam alanları bulunmaktadır. İnsanların dünya üzerindeki alanların neredeyse tamamına sahip olması; ekosistemlerin bozulmasına ve değişimlerin meydana gelmesine neden olmaktadır. Hızlı nüfus artışı, bilinçsiz sanayileşme, düzensiz şehirleşme, doğal kaynakların bilinçsiz kullanılması, nükleer silahlar ve nükleer santral patlamaları, barajlarda yer alan biriktirilmiş suların kimi zaman taşkınlara neden olması, orman tahribatı ve doğal olay gibi olumsuz nitelikteki olaylar; ekosistemin doğal dengesi üzerinde insan eliyle yaratılan olumsuzluklardır. Tüm bu zarar verici durumlar, başta çevre kirliliği olmak üzere ekosistemler üzerinde çeşitli tahribatlar ortaya çıkarmaktadır. İnsanların icra ettiği faaliyetler ve yaşam alanlarında oluşturdukları kalite potansiyeli, ekosistem ile birbirine bağlıdır. Ekosistem içerisindeki canlı ve cansız varlıklar karşılıklı olarak etkilenmektedir ve bu etkiler ekolojik çevreye yansıyarak sistem içerisindeki her varlık üzerinde farklı şekillerde yansımaktadır. Ekosistemin tehdit edici bir hale gelmesi, insan topluluğunun sağlığını da etkilemektedir. Ekosistemlerin iyileştirilmesi ise canlı ve cansız varlıkların yanı sıra insanların da fiziksel ve ruhsal sağlıkları üzerinde olumlu etkiler yaratacaktır. Bu nedenle ekosistemi bir bütün olarak ele almak ve bozulmalar karşında meydana getireceği her etkinin, canlılar üzerinde farklı sonuçlara yol açacağı hususlarına dikkat etmek gerekmektedir.

Sağlıklı ekosistemlerin insan yaşamı için sağladığı faydalar

Koruma Düzenleme Filtreleme ve Dönüşüm Dönüşüm Kültürel Değerler, Rekreasyon Yaşamsal Madde
Afet, Salgın Hastalıklar vb. İklimsel Olaylar vb. Atıklar, Kirleticiler vb. Temiz Su, Hava, Toprak vb. Yüzme, Turistik Tesisler vb. Yiyecek, Yakacak vb.

Ekosistemin karakteristik yapısını biyotik ve abiyotik faktörler ortaya koymaktadır. Bu faktörler, ekolojik yapı ve ekolojik sistem hakkında bilgi vermektedir. Bu karakteristik yapıya ait izlenimler ise çevrenin değerlendirilmesi, çevredeki problemlerin tanımlanması, çevresel sorunların ne tür çözümlerle giderilebileceği hakkında yol gösterici ipuçları vermektedir.

Kentin yoruculuğundan bunalan insanlar kendilerine binalarla yaşam alanları oluşturmuşlardır. Sonrasında fiziksel ve ruhsal terapi yöntemi olarak doğayı kullanmak istemişler ve bundan faydalanırken çoğu zaman korumayarak tahrip edici girişimlerde bulunmuşlar ve önce ekolojik yaşam alanlarında sonrasında ekosistemde tahribatlar yaratmışlardır. Giderek artan nüfus ve beraberinde getirdiği tahribatın etkisiyle; doğal ve özgün nitelikte olan alanların üzerinde ciddi bir baskı söz konusu olmuş ve doğanın karşılıklı kullanım uyumu bozularak ekosistem bozulmaları meydana gelmiştir.

Ekosistemde her öğe ayrı ayrı görevini yerine getirerek ve birbirini tamamlayarak uyumlu bir kullanım döngüsü meydana getirmektedir. Ekosistemdeki öğeler, zaman içinde kendi kendini yenileyebilme ve belirli bir dereceye kadar onarabilme yeteneğine sahiptir. Ekoloji ve ekosistem kavramları bu bağlamlar doğrultusunda incelendiğinde; aslında birbirleriyle iç içedir. Bunun yanı sıra çevre bilinci üzerinde sürdürülebilirlik açısından önemli bir noktada yer alan ve insan etkisiyle tahribatın giderek arttığı düzeyde çevreye birtakım faydalar sağlayabilecek alternatifler sunarak ortaya çıkar. Bu alternatifler rekreasyonel olarak ele alınıp planlandığında, doğanın dengesini bozmadan doğada var olan her etmeni geri dönüşüm çalışmalarıyla doğaya kazandırmayı ön plana çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu yaklaşımlarla hareket edildiğinde ise insan ve çevre odaklı çalışılan bu süreçte kaybedilen zaman ve enerji doğaya tekrar sunarak, ekoloji ve ekosistemin dengesinde meydana gelen bozulmalar onarılmaktadır. Bu onarımların yarattığı etki canlı, cansız bütün varlıkları etkilemektedir ve ekosistemdeki tüm sistem karşılıklı fayda ile bu sürece olumlu katkı sağlamaktadır. Bu sağlanan fayda insan sağlığını da doğrudan etkilemektedir. Aslında insanın ekosistemle iş birliği içinde ve önceliğinin her zaman çevre olduğunu dikkate alarak hareket ettiği durumlarda; hem ekosisteme zarar verilmeyerek doğaya katkıda bulunulacak, hem de alternatif sürdürülebilir yaşam alanları oluşturulacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir