Haberler

26 Eylül 2019 İstanbul Depremi ODTÜ Ön Değerlendirmesi

26 Eylül 2019 İstanbul Depremi ile ilgili Ortadoğu Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu bir ön değerlendirme raporu yayımladı. Bu rapor şu şekildedir;

16 Eylül 2019 saat 13:59’da Silivri açıklarında meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki deprem “orta büyüklükte” bir depremdir. Orta büyüklükte, yani 5,5-6,0 büyüklüğündeki depremler Kuzey Anadolu Fay Hatı (KAF) üzerinde geçmişte görülmemiştir. KAF üzerinde geçmişte meydana gelen 7 ve üstü büyüklükteki yıkıcı depremlerin arasında hep 5,0 den daha düşük büyüklükte depremler olmuştur. Bu anlamda bu deprem çok değerlidir, zira can kaybına ve maddi hasara neden olmadan çok önemli bir uyarı yapmıştır, farkındalığı arttırmıştır. Ayrıca etkilediği yerleşim alanlarında (Silivri, Avcılar, Büyük ve Küçük Çekmece, Bakırköy…) özellikle binaların deprem dayanımı konusunda son derece önemli teknik veriler sağlamıştır, adeta bir saha deneyi gerçekleştirmiştir. 5,8’lik deprem, ileride meydana gelmesi kaçınılmaz olan 7,0 ve üzerindeki depremin bir provasını yapmıştır. Büyük depremin öncüsü olduğu, veya onu erkene çektiği konusunda net bir bilgi vermek mümkün değildir, zira bu tür bilgiler veriye dayalı olmalıdır. Henüz bu tür sismolojik ve jeolojik veriler derlenmiş değildir.

KAF üzerinde geçmişte iki büyük deprem olmuştur. 1776 yılında 3 ay arayla meydana gelen iki büyük depremde KAF’ın Marmara içindeki bölümü Saros Körfezine kadar tamamen kırılmıştır. Uzun süren artçı şokların etkisiyle Osmanlı Sarayı uzunca bir süre için Edirne’ye taşınmıştır. 1912 yılında ise KAF’ın Silivri-Ganos Körfezi arasındaki batı bölümü 7,4 büyüklüğünde bir depremle kırılmıştır. 5,8 ve üç gün öncesinde olan 4,6 Silivri depremleri, tam da 1912 kırığının başladığı yerde olmuştur. KAF’ın Silivri’nin doğusundaki kesimi 1776’dan beri kırılmadığı için bu bölgenin daha riskli olacağı ve büyük depreme aday olduğu beklenebilir. Bu bölge Silivri’den Adalaria kadar olan Marmara kıyı bölgelerini kapsamaktadır. Bu bölgenin yüksek riskli olduğu zaten 1999 Marmara depreminden beri bilinmektedir. KAF bu bölgenin 15-20 km güneyinde, kıyıya paralel olarak uzanmaktadır.

Deprem mühendisliğinde, depreme dayanıklı yapı tasarımında depremin büyüklüğü değil yatay yer ivmesi şiddet ölçüsü olarak kullanılır. AFAD’ın Silivri’deki ivme kayıt istasyonunda ölçülen maksimum yer ivmesi 0.08 g (%8 g, g yer çekimi ivmesi) olmuştur. Türkiye Deprem Tehlike Haritasında Silivri için verilen tasarım yer ivmesi ise 0.33 g’dir. Yani 5,8’lik depremin faya en yakın yerleşim bölgesi olan 25 km uzaktaki Silivride binalara olan etkisi, gereken tasanm değerinin ancak dörtte biri kadardır. Deprem geniş bir bölgede dörtte bir sarsıntı şiddeti oranında bir test yapmıştır. Bu test çok değerlidir. Tasarım değerinin dörtte biri seviyesinde yer sarsıntısına maruz kalan binalarda hiç hasar olmaması gerekir. Eğer bazı binalarda çok hafif de olsa hasar olmuşsa, bu binalar büyük depremde ağır hasara uğrayacaktır. Yapılacak saha çalışmalarında riskli olduğunu gösteren binalar hassasiyetle tespit edilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır (güçlendirme, dönüştürme, vb.). Elbette alınacak önlemler önemli büyüklükte kaynak kullanılmasını gerektirebilir. 2002-2003 yıllarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ODTÜ’nün de aralarında olduğu dört Üniversiteye hazırlatılan İstanbul Deprem Masterplanı kapsamında Fatih, Zeytinburnu, Küçükçekmece, Bağcılar, Bahçelievler ve Güngören ilçelerinde yaklaşık 150,000 binada risk değerlendirmesi yapılmıştır. Bu veriler Silivri depreminin etkilediği bölgedeki binalarda yapılan teknik değerlendirme sonuçları ile birleştirildiğinde önemli zaman ve tasarruf sağlayacaktır. Şu aşamada önemli olan en yakın gelecekte İstanbul için etkin bir deprem planlama stratejisinin oluşturulmasıdır.

Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü 27 Eylül 2019

Kaynak:http://ce.metu.edu.tr/tr/duyuru/istanbul-depremi-ile-ilgili-degerlendirme




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir