Su ve Nemin Yapılarda Neden Olduğu Hasarlar
Yapıların üretiminde ve yapı içerisinde kullanılan bütün malzemelerin dayanıklılığı, bunların su karşısındaki direncine de büyük ölçüde bağlıdır. Yapı ve insan sağlığını ilişkisinde en önemli konulardan bir tanesi de su ve nem sorunudur. Su etki ettiği yüzeyde; çözme, taşıyıcılık etkisi, fiziksel ve kimyasal deformasyon yapar. (Su Yalıtımı – Su Yalıtım Malzemeleri ve Uygulamaları)
Yapı bünyesine giren su ve nem yapı elemanlarında ve iç ortamda aşağıdaki sorunlara yol açar;
İç Ortam Nem Dengesinin Bozulması
İnsanlar, zamanlarının %90’ını iç ortamlarda geçirmektedir. Bu nedenle, insan sağlığı üzerinde iç ortamın büyük bir etkisi vardır. Havalandırma sistemi doğru yapılmadığında iç ortamdaki hava kalitesi düşer. (Rutubet Neden Oluşur? Nasıl Önlenir?) Sıcak ortamdaki nem, rahat nefes alıp vermeyi engelleyerek terleme yolu ile vücuttan toksin atılmasına engel olur. Soğuk ortamlar ise vücut ısısının düşmesine neden olup hastalıklara yol açar. İç ortamlarda nem oranı %30’un altındaysa kuru hava olarak adlandırılır ve bu tür ortamlar mikrobik hastalıkların oluşmasına elverişli ortamlardır.
Yapı içi ve gerekli hallerde binalar arası bağlantı koridorları kullanım şekli ve kapasitesine bağlı olarak uygun ölçülerde olmalıdır.
Çiçeklenme
Bina dış yüzeyine gelen yağış suları, gerekli tedbirler alınmazsa bina dış yüzeyine çarpan sular kılcal kanallar yoluyla iç bölgelere kadar iletilir. İç bölgelere kadar giren su, yapı malzemesinde bulunan tuzları çözerek tuzlu su haline getirir. İç mekan sıcaklığı ile yüzeye doğru ilerleyen tuzlu sular yüzeyin kuruma sonucunda çiçeklenme olarak da bilinen tuz artıklarını meydana getirirler
Taşıyıcı Sistemde Hasar Oluşması
Yaygın olarak kullanılan betonarme yapıların taşıyıcı sistemi üzerinde su en önemli olumsuz etkendir. Betonarme yapıyı üretirken gerekli olan su, yapım aşaması tamamlandıktan sonra beton üzerinde olumsuz etki yapmakta ve bozulmalara neden olmaktadır. Beton kalitesinin denetlenmediği ülkemizde su taşıyıcı yapı elemanları içerisine rahatlıkla girmektedir. Betonarme eleman içerisine giren su donatılara ulaşarak korozyon etkisi oluşturmaktadır. Bunun sonucu olarak donatıda kesit azalması olmakta, kesiti küçük olan etriye demirlerinde kopmalar oluşabilmektedir. Korozyona uğramış donatı ile beton arasındaki aderans azalmakta ve donatının betona basınç yapması sonucunda betonda hasarlar meydana gelmektedir. Bunun sonucunda birbirine bağlı bir sistem olarak çalışan betonarme yapıda zayıf noktalar oluşarak taşıyıcı sistem niteliklerini kaybedebilmektedir.
Kaplamalarda Kabarma ve Dağılmalar
Su ve su buharı yapı malzemesindeki kimyasal ürünlerini çözer. Eğer buharlaşma hızlı bir şekilde olmasa malzeme kesitinde biriken sulardaki tuzlar duvar yüzeyine yakın yerlerde çöker ve şişer. Çöken tuzlar kaplamanın altında yüzeylere basınç yaparak yüzey ile bağlantısız kabuklar oluşmasına neden olur. Bu da kaplamalarda kabarma ve dağılma olarak kendini gösterir
Akma ve Damlamalar
Tavan yüzeylerinin iki mekan arasındaki sıcaklık farklılıkları nedeniyle havadaki nemin belli miktarda çiyleşme noktasına gelmesiyle yüzeyde su damlacıkları belirir ve bu da yapı malzemelerini nemlendirir. Sonuç olarak da tavanda akma ve damlamalara neden olur
Asma Tavanda Ürün Niteliklerinin Bozulması
İyi yalıtılmamış yada uygun çatı sistemi yapılmayan yapılarda çatı kesitinden yapı içerisine giren su asma tavan malzemelerinin niteliklerinin bozulmasına yol açar. Metal asma tavanlarda korozyon, plastik asma tavanlarda renk değişikliği kararmalar, taş yünü ve alçı panel esaslı asma tavanlarda ise kabarma ve dökülmelere neden olur
Korozyon, Çürüme, Küf ve Küf Mantarları
“Metal yapı alaşımlarının elektro-kimyasal özellikleri ve bulundukları ortamın etkisi ile süreye bağlı kemirilip tahrip olmalarına korozyon denir”. Çelik elemanların birleşiminde yer alan demir, oksijen ve nemin var olduğu bir ortamda demir oksit (pas) durumuna geçmeye eğilimlidir.
Çeşitli yollarla yapı malzemelerinin içine giren su malzemede korozyon, çürüme, küf ve mantarlara neden olmaktadır. Küf mantarları, geniş bir ısı aralığında yaşayabilmekte, yüksek rutubet ve bağıl neme gereksinim duymaktadır. Eğer yapı ürünlerinin bünyesinde ve arasında su birikir ve iç ortam nemi fazlalaşırsa bakteri ve böceklerin üremesi kaçınılmaz olur.
Mobilyaların Çürümesi
İç ortamda gereğinden fazla rutubet ve nem özellikle ahşap mobilyalara zarar verir. Ahşabın bünyesine su ve nem girdiği zaman hava ile temas halinde bakteri ve böcek oluşup zaman içerisinde ahşap çürümeye başlar. Diğer malzemelerle üretilmiş mobilyalar da su ve nemden olumsuz yönde etkilenir ve kullanılamaz hale gelirler.
Isı Yalıtım Ürünlerinin Bozulması
Isı yalıtım ürünleri su ve neme karşı dayanıklı olması gerekmektedir. Bu ürünler su ve nem ile karşılaştıklarında özelliklerini kaybederler. Nemden etkilenen ısı yalıtım ürününün ısı tutuculuk değeri azalır. Bu da ısı kayıplarının artmasına yol açar. Binanın dış yüzeyine ısı yalıtımı yapılmaz ise iki yüzey arasında yüksek sıcaklık farkı sonucu duvar bünyesinde yoğuşma (kondensasyon) meydana gelir. Duvarın bünyesinde nem barındırmaması için dış duvara doğru uygulanmış ısı yalıtımı yapmak gerekir. Yalıtım dış yüzeye uygulanmalıdır. Çünkü iç yüzeye uygulanacak ısı yalıtımı iki yüzey arasındaki sıcaklık farkını daha da arttıracağı için yoğuşma daha fazla olacaktır.
Çift duvar arasına uygulana ısı yalıtımında iç ortam sıcaklığı ile dış ortam sıcaklığı arasındaki fark daha fazla olacağı için duvar bünyesinde yoğuşma olacaktır. Bu durum, iki duvar arasına uygulan ısı yalıtım malzemesinin niteliğinin bozulmasına yol açacaktır. Duvar dış yüzeyi ısı yalıtımının uygulanacağı en uygun alandır. Yalıtım tabakası dış yüzeye uygulandığında yoğuşma minimuma ineceği için duvarda sürekli olması muhtemel nem sorunu ortadan kalkacak, uygulanan ısı yalıtım tabakası niteliğini koruyacaktır.
Kaynak:SEDEF IŞIK USTUNDAĞ-SU YALITIMININ YAPI MALİYETİNDEKİ YERİ VE UYGULANMASININ ÖNEMİ