TDY 2007 ile TBDY 2018 Arasındaki Farklar
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Ulusal Deprem Araştırma Programı (UDAP) kapsamında Türkiye Deprem Yönetmeliği ve Türkiye Sismik Tehlike Haritasının güncellenmesi çalışmalarını tamamladı ve Resmi Gazetede 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe gireceği bildirilerek yayınlandı.
Yeni deprem yönetmeliği TBDY 2018‘de deprem yüklerinin hesabında ve bina tasarımında kullanılacak hesap yaklaşımlarında TDY 2007’ye göre önemli ölçüde değişiklikler bulunuyor. Bunun yanı sıra yüksek binalar, yalıtımlı binalar ve zeminin çok zayıf olduğu durumlar gibi özel konularda yeni hesap yaklaşımlarının kullanılması zorunlu hale gelmektedir. Ayrıca bu tür özel hesaplar uzman kişilerin ya da kuruluşların gözetim ve kontrolüne tabi tutulmaktadır.
2007 deprem yönetmeliği ilave bir bölüm ve küçük çaplı değişiklikler haricinde 1997 yönetmeliği ile hemen hemen aynıdır. Dolayısıyla 20 yıla yakın bir süredir deprem mühendisliği alanındaki bilimsel çalışmaların kazanımları tasarım kurallarına yansıtılmamıştı. Ayrıca kullanımı yaygınlaşmakta olan sismik temel yalıtımı gibi modern yapım metotları ile son yıllarda sürekli artmakta olan yüksek binalara ait inşaat sektöründeki gelişmeler yeni yönetmelik kapsamında değerlendirmesi gereken konu başlıkları olarak ortaya çıkmıştır.
2007 deprem yönetmeliğindeki “Depreme Dayanıklı Binalar için Hesap Kuralları” başlıklı 2. bölümünde verilen deprem hesap esasları yeni yönetmelik kapsamında genişletilerek dört bölüm haline getirilmiştir. Bu bölümlerde tasarım için belirleyici olacak “deprem tasarım sınıfları” ve “bina yükseklik sınıfları” gibi yeni kavramlar tanımlanmıştır.
TBDY 2018-Yeni yönetmelik ön üretimli betonarme, hafif çelik ve ahşap bina taşıyıcı sistemlerine ilişkin tasarım kuralları da ayrı birer bölüm halinde incelenmiştir. Yönetmeliğe eklenen diğer bölümler ise yüksek bina ve yalıtımlı bina taşıyıcı sistemlerine ait tasarım kurallarını içeren bölümlerdir. Yeni eklenen bu iki bölüm ile birlikte sahaya özel deprem analizleri ve zaman tanım alanında doğrusal olmayan deprem hesapları yeni yönetmelik taslağında özel uzmanlık gerektiren konular olarak tanımlanmış ve uzmanların tasarım gözetim ve kontrolüne tabi tutulmuştur.
Özel Konularda Tasarım ve Gözetim Kontrolü
Yeni yönetmelikle birlikte, özel uzmanlık gerektiren konuların tasarımı için konuyla ilgili mesleki yetkinliği bulunan uzmanlardan tasarım gözetim ve kontrol hizmeti alma şartı getirilmektedir. Özel uzmanlık gerektiren konular şu şekilde tanımlanmıştır:
- Sahaya özel deprem tehlikesi ve zemin davranışı analizleri,
- Zaman tanım alanında doğrusal olmayan hesap yöntemi,
- Yeni yönetmeliğe göre yüksek bina sınıfına giren binaların tasarımı,
- Yalıtımlı binaların deprem hesabı ve tasarımı,
- Zaman tanım alanında doğrusal olmayan yapı-kazık-zemin etkileşimi.
Bu konularda tasarım gözetim ve kontrol hizmeti verebilecek olan uzmanların nasıl belirleneceği; uzmanların eğitim, mesleki yeterlilik ve deneyim yönlerinden hangi kıstasları sağlamaları gerektiği yönetmelikte tanımlanmayarak ayrı bir düzenleme ile belirlenmiştir.
Deprem Yer Hareketinin Tanımıyla İlgili Değişiklikler
Deprem yer hareketinin hesabıyla ilgili başlıca ilk değişiklik TBDY 2018 ile birlikte kullanılmaya başlayacak olan güncellenmiş Türkiye Deprem Tehlikesi Haritalarıdır. Yeni deprem tehlikesi haritalarıyla birlikte deprem bölgeleri kavramı tamamen ortadan kalkmış durumda. Bunun yerine Türkiye’deki her nokta için haritadan Ss ve S1 değerleri okunabilmektedtir. Bunlar sırasıyla T = 0.2 saniye kısa periyod ve T = 1.0 saniye uzun periyod bölgelerine karşılık gelen harita spektral ivme katsayılarıdır. Bu değerler zemin özelliklerini yansıtan katsayılarla çarpılarak tasarım spektral ivme katsayılarına (SDS ve SD1) dönüştürülmekte ve tasarım ivme spektrumu bu değerlere bağlı olarak oluşturulmaktadır. Böylelikle daha önce binanın bulunduğu deprem bölgesine bağlı olarak tek bir değer alan spektral ivme katsayısı kısa ve uzun periyod bölgeleri için ayrı ayrı belirlenecektir. Tasarım spektrumu üzerinde kısa periyod bölgesi spektral katsayının periyoddan bağımsız olarak en yüksek değerleri aldığı ve ivmenin etkin olduğu bölge, uzun periyod bölgesi ise değerlerin periyoda bağlı olarak azaldığı ve hızın etkin olduğu bölgedir. Böylelikle, ilk kez, 1997 yılına ait Amerikan yapı yönetmeliklerinde yayınlanan tasarım spektrumu yeni yönetmelikle birlikte Türkiye için de tanımlanmış bulunuyor. Deprem yer hareketinin tanımlanmasıyla ilgili bir diğer yenilik ise fay hattına yakın bölgeler için uygulanacak olan bir katsayı ile ilgilidir. Fay hattına, 25 km’den daha yakın bölgelerde uzun periyoda bağlı tasarım spektral ivme katsayısı aşağıda verilen γF katsayısı ile (Denklem 1) arttırılmaktadır.
γF= 1.2 LF ≤ 15
γF= 1.2 − 0.02 (LF− 15) 15 ≤LF≤ 25 (1)
Burada “γF”, faya yakınlık katsayısını (birimsiz); “LF”, fay düzlemine olan mesafeyi (km) göstermektedir.
Yeni deprem yönetmeliği TBDY 2018’e göre standart tasarım deprem yer hareketi için baz alınan istatistiksel parametrelerde değişiklik yapılmamış, TDY 2007 deprem yönetmeliğindeki olduğu gibi 50 yılda aşılma olasılığı %10 ve tekrarlanma periyodu 475 yıl olan deprem hareketi kullanılmıştır. Ancak yüksek katlı bina gibi özel konuların tasarımı için farklı deprem düzeylerinin kullanımı zorunlu tutulmuştur. Buna göre deprem düzeyleri DD-1, DD-2, DD-3 ve DD-4 olmak üzere 4 ayrı kategoriye ayrılmıştır. En yüksek düzey olan DD-1, 50 yılda aşılma olasılığı %2 ve tekrarlanma periyodu 2475 yıl, en düşük düzey olan DD-4 ise 50 yılda aşılma olasılığı %68 ve tekrarlanma periyodu 43 yıl olan deprem düzeyini ifade etmektedir. Standart tasarım deprem yer hareketi ise DD-2 deprem düzeyine tekabül etmektedir.
Yerel Zemin Sınıfı Tanımında Yapılan Değişiklikler
2007 deprem yönetmeliğinde zeminler Z1 en iyi ve Z4 en kötü olmak üzere 4 zemin sınıfına ayrılmaktaydı. Zemin sınıfının tayini ise yine sırasıyla en iyiden en kötüye doğru zemin özelliklerini ifade eden A, B, C ve D zemin gruplandırmasına ve binanın yerleştiği zemin katmanının yüksekliğine bağlı olarak yapılmaktaydı. Yeni yönetmelikte zemin sınıfları ile zemin grupları tek bir tabloda birleştirilerek iyi zeminden kötü zemine doğru ZA, ZB, ZC, ZD, ZE ve ZF olarak ayrılmıştır. En kötü zeminleri ifade eden ZF sınıfı sahaya özel araştırma ve değerlendirme gerektiren zeminler olarak adlandırılmaktadır. Bu tür zeminler için sahaya özel davranış analizlerinin yapılması ve özel deprem yer hareketi spektrumunun kullanılması zorunlu hale gelmektedir. Bu çalışma önceki bölümlerde de belirtildiği üzere tasarım ve gözetim kontrolüne tabi olup konunun uzmanlarından tasarım gözetim ve kontrol hizmeti alınmasını gerektirmektedir
Bina Önem Katsayısı ile İlgili Düzenleme ve Değişiklikler
TDY 2007’de “binanın kullanım amacı veya türü” başlığı altında sınıflandırılmakta olan binalar yeni 2018 TBDY’de üç adet bina kullanım sınıfına (BKS) ayrılmıştır. Daha önce ikinci önemli düzeyde bulunan okul, yurt, cezaevi ve müze gibi yapılar birinci önem düzeyine yükseltilerek önem katsayıları 1.4’ten 1.5’e çıkarılmıştır. Böylece bu yapılara etkiyecek deprem kuvvetinde önem katsayısı ile doğru orantılı olarak yaklaşık %7 mertebesinde artış gerçekleşecektir. Bina önem katsayısı olarak kullanılmakta olan 1.4 değeri ise yeni yönetmelikte iptal edilmiştir.
Deprem Tasarım Sınıfları ve Bina Yükseklik Sınıfları
Yeni deprem yönetmeliğinde, yapıların sınıflandırılmasına yönelik olarak önceki yönetmelikte bulunmayan yeni tasarım kriterlerine de yer verilmiştir. Bunlardan ilki, Deprem Tasarım Sınıfları (DTS) olarak adlandırılan kısa periyod tasarım ivme spektral katsayısına (SDS) ve bina kullanım sınıfına (BKS) göre yapılan sınıflandırmadır. Buna göre binaların DTS değeri SDS değerlerine göre beklenen yer hareket seviyesi en yüksekten en düşüğe olacak şekilde 1, 2, 3 veya 4 değerlerinden birini almaktadır. Eğer bina, BKS=1 sınıfında yer alıyorsa bu değerin yanına “a” harfi eklenerek DTS değeri 1a, 2a ve benzeri şekilde adlandırılacaktır. Böylece 1a sınıfı en kritik tasarım kurallarını içermek üzere 1a’dan 4’e kadar toplamda sekiz adet deprem tasarım sınıfı meydana gelmiş olacaktır.
Bina yükseklik sınıfları (BYS), bina yüksekliği ve deprem tasarım sınıfına bağlı olarak 1’den 8’e kadar değer almaktadır. Bu tanıma göre BYS=1 en yüksek bina sınıfını temsil etmektedir. Bu sınıfa giren binaların tasarımı temel hesap esaslarına göre değil yüksek binaların tasarım kurallarını içeren bölüme göre yapılacaktır. Yüksek bina kabul edilme sınırı deprem tasarım sınıfı 1a’dan 2’ye kadar olan binalar için 70 m; deprem tasarım sınıfı 3a / 3 olan binalar için 91 m ve deprem tasarım sınıfı 4a / 4 olan binalar için 105 m olarak belirlenmiştir. Buna göre mevcut yönetmeliğe göre 1. derece deprem bölgesinde yer alan ve kat yüksekliği 3 m olan 25 katlı bir konut binası yeni yönetmelikle birlikte özel tasarım şartlarına tabi olacaktır. Aynı şekilde 3. veya 4. derece deprem bölgesinde bulunan 35 katlı konut binası da yüksek katlı bina olarak değerlendirilecek ve buna göre tasarlanacaktır.
Yüksek binaların tasarımı yeni yönetmelikte ayrı bir bölüm halinde ele alınmaktadır. Bu bölüm uyarınca tasarımda kullanılacak etkin rijitlik katsayıları, minimum taban kesme kuvveti, tasarım spektrumu gibi parametrelerin tamamı normal binalar için kullanılan parametrelerden ayrılmaktadır. Ayrıca yüksek binaların çözümlemesinde zaman tanım alanında doğrusal olmayan deprem hesabının kullanımı zorunlu hale gelmektedir.
Bina Performans Hedefleri ve Tasarım Yaklaşımları
Yeni deprem yönetmeliğinde bina performans düzeyleri, kesintisiz kullanım (KK), hemen kullanım (HK), can güvenliği (CG) ve göçmenin önlenmesi (GÖ) olarak 4 ayrı kategoride tanımlanmıştır. 2007 deprem yönetmeliğinde sadece mevcut binaların değerlendirilmesi için kullanılan performans düzeyleri yeni yönetmelikle birlikte yeni yapılacak binaların tasarım kriterleri arasına girmiştir. Yeni binaların tasarımı veya mevcut binaların değerlendirilmesi için deprem tasarım sınıfı ve bina yükseklik sınıfına bağlı olarak bir performans hedefi belirlenecek ve bu performans hedefine uygun tasarım yaklaşımı seçilecektir.
Yeni yönetmelikte iki ana tasarım yaklaşımı belirlenmiştir. Bunlar dayanıma göre tasarım (DGT) ve şekildeğiştirmeye göre değerlendirme ve tasarım (ŞGDT) yaklaşımlarıdır. Yüksek binalar ve yalıtımlı binaların tasarımıyla mevcut binaların değerlendirilmesi dışında kalan tüm binaların tasarımı DGT hesap esaslarına göre yapılmaktadır. DGT esaslarına göre yapılan standart tasarımda DD-2 deprem yer hareketi ve can güvenliği performans hedefi dikkate alınmaktadır. Bu yöntemde, 2007 deprem yönetmeliğinde bina tasarımı için kullanılan eşdeğer deprem yükü ve mod birleştirme yöntemi gibi alışılageldik metotlarla doğrusal deprem hesabı yapılmaktadır. Ancak hesap esaslarında 2007 yönetmeliğine göre önemli değişiklikler veya eklemeler mevcuttur.
Özel yapıların tasarım ve değerlendirilmesinde kullanılan ŞGDT hesap esasları zaman tanım alanında doğrusal olmayan hesap yöntemi veya belli koşullarda itme analizi yöntemlerinden birinin kullanımını gerektirmektedir. Bu hesap yönteminde belirlenen performans hedefine bağlı olarak malzeme ve yapı elemanları için izin verilebilir şekildeğiştirme sınırları belirlenmiştir. Bu sınırlara göre sünek davranışa sahip elemanların doğrusal olmayan şekildeğiştirme talepleri, gevrek elemanlar için de dayanım talepleri belirlenerek tasarım yapılır.
Yeni yönetmelikte ŞGDT hesap esaslarının yüksek katlı binalar haricinde bina yükseklik sınıfı 2 veya 3, deprem tasarım sınıfı ise 1a veya 2a olan binalar için de kullanılması zorunlu hale gelmektedir. Bu sınıfa girecek binalar, mevcut 2007 deprem yönetmeliğine göre tarif edilecek olursa; yapı yüksekliği 42 metreyi aşan, önem katsayısı 1.4 veya 1.5 olan ve 1. veya 2. deprem bölgesi içerisinde yer alan binalardır.
Dayanıma Göre Tasarım Hesap Esaslarında Başlıca Değişiklikler
TDY 2007 deprem yönetmeliği ile TBDY-2018 yönetmeliğinde geçerli olan hesap esası dayanıma göre tasarımı esas almaktadır. Bu tasarım yaklaşımında deprem kuvvetleri yapı özelliklerine bağlı bir davranış katsayısı ile azaltılmakta ve doğrusal hesap metotları ile çözümleme yapılmaktadır. Sonuçta elde edilen talepler eleman kapasiteleri ile karşılaştırılarak bina tasarımı gerçekleştirilmektedir. Yeni yönetmelikte yöntem kısaca DGT olarak adlandırılmaktadır.
Yeni deprem yönetmeliği taslağında DGT hesap esaslarına ilişkin göze çarpan en önemli değişikliklerden biri taşıyıcı sistem davranış katsayısının (R) yanı sıra dayanım fazlalığı katsayısının (D) kullanılacak olmasıdır. Dayanım fazlalığı katsayısı davranış katsayısına benzer şekilde yapı özelliklerine bağlı olarak belirlenmektedir. Sünek davranış göstermesi beklenmeyen elemanlarda davranış katsayısı ile azaltılmış deprem yüklerinden elde edilen azaltılmış iç kuvvetler bu katsayı ile arttırılmaktadır. Böylece gevrek özellik gösteren elemanların her koşulda elastik sınırlar içinde kalması sağlanmaktadır. Bu katsayının uygulanacağı elemanlar her yapı sistemi için ilgili bölümde belirtilmektedir. Örnek olarak betonarme elemanların kesme kuvveti ile ilgili tahkiklerinde “D” katsayısı ile büyütülmüş iç kuvvetler dikkate alınmaktadır.
TDY 2007’de kullanılacak taşıyıcı sistemin seçimine dair deprem bölgelerine ve yapı önem katsayısına bağlı olarak yapılan sınırlandırmalar TBDY 2018’de deprem tasarım sınıfı ve bina yükseklik sınıfına bağlı olarak tanımlanmıştır. Bu sınırlandırmalara göre eski yönetmelikten farklı olarak deprem tasarım sınıfı 1a ve 2a olan yapılarda, yani önem katsayısı mevcut yönetmeliğe göre 1.4 ve 1.5 olan ve depremselliği yüksek bölgede yer alan binalarda, süneklik düzeyi karma taşıyıcı sistemlerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Yine yeni yönetmelikte taşıyıcı sistemlere ilişkin davranış ve dayanım fazlalığı katsayılarının yanı sıra uygulanabilecekleri bina yükseklik sınıfı da tanımlanmaktadır. Buna örnek olarak perde bulunmayan süneklik düzeyi yüksek çerçeveli sistemlerin uygulanabilmesi için bina yükseklik sınıfının 3’ten az olmaması gerekmektedir. Böylece her taşıyıcı sistem için bir yükseklik sınırı belirlenmiştir.
Yeni yönetmelikte geçiş döşemesi olarak adlandırılan ve bodrum katlarıyla üstyapı arasında kuvvet aktarımını sağlayan döşemelerin detaylı olarak tasarlanması gerektiğine de ayrıca vurgu yapılmıştır.
DGT hesap esaslarına göre yapılan bina tasarımlarında yeni yönetmelikle birlikte etkin kesit rijitliklerinin dikkate alınması zorunlu hale gelmektedir. Bu durumda eğilme rijitlikleri kolonlar için %30, kirişler için %65 mertebelerinde azaltılarak bina tasarımı yapılacaktır. Bunun sonucunda bina çözümlerinde elde edilen yatay deplasman değerleri önemli ölçüde artacaktır. Ötelenmenin belirleyici kriter olduğu yapılarda yeterli rijitliğin sağlanabilmesi için eleman boyutlarının arttırılması gerekecektir.
Betonarme Sistemlerin Tasarım Esaslarında Başlıca Değişiklikler
Betonarme yapıların tasarımında yeni yönetmeliğe göre önceki bölümde de belirtildiği üzere “D” katsayısı yeni bir parametre olarak kullanılacaktır. Bunun sonucu olarak tüm yapı elemanlarında kesme kuvveti talepleri artacaktır. Özellikle perde duvar gibi boyutlandırılmasında kesme kuvvetlerinin belirleyici olduğu elemanların boyutlarında artışlar oluşacağı beklenmektedir.
Betonarme yapıların tasarımı ile ilgili bölümde dikkat çeken bir diğer yenilik ise kolon, perde ve kiriş elemanlarının yanı sıra döşemeler için de detaylandırma kurallarının ayrı bir başlık halinde verilmiş olmasıdır.
TDY 2007’de verilen minimum eleman boyutlarında da değişiklikler yapıldığı görülmektedir. Perdelerin minimum kalınlığı kat yüksekliğinin 1/20’si yerine 1/16’sı olacak şekilde düzenlenmiş, belirli koşullar altında izin verilebilir minimum kalınlık değeri ise 150 mm’den 200 mm’ye çıkartılmıştır. Kolonlarda da minimum en kesit boyutları arttırılarak dikdörtgen kesit için 250 mm’den 300 mm’ye; dairesel kesit için çap 300 mm’den 350 mm’ye çıkartılmıştır.
Boyutlarda yapılan değişikliklerin yanı sıra malzeme özelliklerinde de bir takım yeni sınırlandırmalar yapılmıştır. Mevcut yönetmelikte C20 ve C50 olarak tanımlanan minimum ve maksimum beton sınıfları sırasıyla C25 ve C80’e yükseltilmiştir
Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ile ilgili tüm konulara aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz;
Tüm bu konuların üzerinden özet olarak geçecek olursak;
TDY 2007 ile TBDY 2018 Arasındaki Farklar Özet
2007 yönetmeliğinde bulunan 4 zemin sınıfı yerine 2018 yönetmeliğinde 6 farklı zemin sınıfına yer verilmiştir.
2007 yönetmeliğinde sınıflandırma tabaka yüksekliğine göre yapılırken, yeni yönetmelikte en iyi zeminden en kötü zemine doğru bir sınıflandırma yapıldığı görülmüştür.
2007 yönetmeliğinde hesap esaslarının tamamı dayanıma göre tasarım yaklaşımına göre verilmekteydi. 2018 yönetmeliğinde bu tasarım yaklaşımına ek olarak eleman bazında meydana gelen şekil değişimlerine göre hesaplar yapılması öngörülen şekil değiştirmeye göre tasarım yaklaşımı ile ilgili hesap esaslarına da yer verilmiştir.
Deprem hesapları kısmında; 2007 yönetmeliğinde 2. Bölüm olarak isimlendirilen depreme dayanıklı binalar için hesap kuralları bölümü yeni yönetmelikte 4 farklı bölüme ayrılarak hesap esasları detaylandırılmıştır.
Detaylandırılan bu hesap esaslarında yapılan en önemli değişiklerden biri; 2007 yönetmeliğinde kullanımda olan etkin yer ivmesi katsayısı A0’ın yerine 2018 yönetmeliğinde kısa periyot spektral ivme katsayısı SS ve uzun periyot(1.0 sn) harita spektral ivme katsayısı S1’in kullanımına geçilmesidir. 2007 yönetmeliğinde her zemin sınıfı için sabit bir katsayı olarak dikkate alınır. 2018 yönetmeliğinde kullanılan spektral ivme katsayılarında ise yapının inşaa edileceği koordinatlar, zemin sınıfları ve koordinatların faya yakınlığı bu katsayıların aldığı değerlere doğrudan etki ettiği görülmektedir.
2007 yönetmeliğindeki hesaplar standart deprem yer hareketine göre oluşturulmuşken 2018 yönetmeliğinde 4 farklı deprem yer hareket düzeyi belirlenmiştir. Bu deprem yer hareket düzeyleri içerisinde DD-2 olarak tanımlanan yer hareket düzeyinin 2007 yönetmeliğinde kullanılan standart deprem yer hareket düzeyine karşı geldiği görülmektedir.
2018 yönetmeliği hazırlanırken AFAD’ın yönetmelikle entegre olacak şekilde hazırladığı Türkiye Deprem Tehlike Haritaları’da getirilen önemli yeniliklerden biridir. 2007 yönetmeliğinde dikkate alınan deprem bölgeleri haritasının yerine kullanıma geçen bu tehlike haritaları, daha gerçekçi sonuçlar vermesinin yanında, üzerinde tanımlı olan 4 farklı deprem yer hareket düzeyi ile birlikte farklı deprem düzeyleri için hesaplar yapabilmeye izin verdiği görülmektedir.
2018 yönetmeliğinde, daha önceden 2007 yönetmelikte karşılığı olmayan Bina Kullanım Sınıfı, Deprem Tasarım Sınıfı, Bina Yükseklik Sınıfı gibi isimler alan sınıflandırmalar tanımlanmıştır. Bina önem katsayısı ile ilgili olan Bina Kullanım Sınfları 2007 yönetmeliğinde bulunan bina önem katsayıları sınıflandırmasına göre farklılık göstermektedir. 2007 yönetmeliğinde 1.4 bina önem katsayısına sahip yapı sınıflandırması 2018 yönetmeliğinde 1.5 bina önem katsayısı kullanılan yapılarla birleştirilerek tek bir kullanım sınıfı altında verilmiştir. 2018 yönetmeliğinde kısa periyot tasarım spektral ivme katsayılarına göre tanımlanan 8 farklı deprem tasarım sınıfının performans hedeflerinin ve uygulanacak değerlendirme/tasarım yaklaşımının belirlenmesi amacıyla kullanıldığı görülmektedir.
2007 yönetmeliğinde bulunmayan ve 2018 yönetmeliğinde getirilen önemli yeniliklerden biri dayanım fazlalığı katsayısıdır. Yapının süneklik özelliklerine doğrudan etki eden bu katsayı, gevrek güç tükenmesinin olacağı kesitlerde gevrek güç tükenmesini önlemek amacıyla kullanılmaktadır. Yeni yönetmelikte taşıyıcı sistem tipine göre taşıyıcı sistem davranış katsayısı ile birlikte tablo halinde verilmiştir.
2018 yönetmeliğiyle birlikte katsayılar halinde verilen etkin kesit rijitliği katsayıları; elemanların kesit özellikleri modellenirken etki ettirilmesi gereken bir katsayıdır. Kesit rijitlikleri yönetmelikte perde, döşeme, kolon, kiriş için ayrı ayrı katsayılar halinde tanımlanmıştır.
Bu katsayıların kullanılması halindetaşıyıcı sistem analizinde ve deprem etkilerinin hesabındaki öteleme ve periyot değerlerinin gerçekçi değerler almasında önemli bir etken olduğu görülmektedir.
Özellik | 2007 DBYBHY | 2018 TBDY | IBC 2018 |
---|---|---|---|
Bina Kullanım Amacı ve Türü | 1.0, 1.2, 1.4 ve 1.5 olmak üzere 4 farklı bina önem sınıflandırılması mevcuttur. | 2007 yönetmeliğinde Bina önem katsayısı 1.4 olan binalar, 2018 yönetmeliğinde 1.5 katsayısına karşılık gelen kullanım sınıfıyla birlikte değerlendirilmiştir. | Önem katsayısı kar, buz, rüzgar, deprem gibi dış etkiler ve risk kategorisine göre değişiklik göstermektedir. |
İvme Spektrumu | Deprem bölgelerine göre A0, etkin yer ivmesi katsayısı dikkate alınır. Köşe periyotları ve spektrumun tamamı sadece zemin özellikleriyle değişkenlik gösterir. Zemin etkisi sadece spektrumun azalan bölgesine etki eder. | 2018 Türk yönetmeliğinde hız, ivme ve deplasman bölgesi olmak üzere spektrum 3 bölümden oluşmaktadır. Spektrum haritalardan alınan SS ve S1 dikkate alınarak oluşturulur. Böylelikle spektrum deprem büyüklüğü, zemin özellikleri ve faya yakınlık etkisini göz önüne alarak oluşturulmaktadır. Yönetmelikte zemin etki katsayıları da (VS)30= 760 m/sn olmayan zeminler için tanımlanmıştır. | TBDY-2018 ile oluşturulma esasları benzerdir. İki spektrum arasındaki fark; Amerikan yönetmeliğinde kullanılan spektrumda, harita spektral ivme katsayılarından, tasarım spektral ivme katsayılarına geçilirken 2/3 oranında bir küçültme yapılmasıdır. Yönetmelikte zemin etki katsayıları da (VS)30= 760 m/sn olmayan zeminler için tanımlanmıştır. |
Zemin Sınıflandırılması | Tabaka kalınlığı ve kayma dalgası hızına göre sınıflandırılmış 4 adet zemin grubu bulunmaktadır. | En iyi zeminden en kötü zemine doğru olmak üzere 6 farklı zemin grubu bulunmaktadır. ZA yönetmelikteki en iyi zemindir. | TBDY-2018 ile zemin sınıflandırılması benzerdir. İki yönetmelikte de F grubuna giren zeminler en kötü zemindir ve saha araştırmasını yönetmelikler zorunlu kılmıştır. |
Hesap Yöntemleri | Yönetmelik Mod Birleştirme ve Zaman Tanım alanında hesap yönteminin, yönetmelik kapsamına giren tüm binalarda uygulanabileceğini belirtmektedir. A1 ve B2 düzensizliğin olmadığı binalarda ve deprem bölgesine göre belirli yükseklik sınırları altında Eşdeğer deprem yükü yöntemine izin vermektedir. | Yönetmelik Mod Birleştirme ve Zaman Tanım alanında hesap yönteminin, yönetmelik kapsamına giren tüm binalarda uygulanabileceğini belirtmektedir. A1 ve B2 düzensizliğin olmadığı binalarda ve deprem bölgesine göre belirli bina yükseklik sınıfı sınırları altında Eşdeğer deprem yükü yöntemine izin vermektedir. | Yönetmelik Mod Birleştirme ve Zaman Tanım alanında hesap yönteminin, yönetmelik kapsamına giren tüm binalarda uygulanabileceğini belirtmektedir. Yapısal düzensizlikleri olmayan, belirli yükseklik ve kat sayısı sınırlarını sağlayan betonarme binalar için eşdeğer yatay kuvvet yöntemine yönetmelik izin vermektedir. |
Deprem Haritaları | Deprem bölgeleri haritası kullanılmaktır. 4 farklı deprem bölgesi mevcuttur. Bu deprem bölgelerine göre ivme değerleri sabit katsayılar olarak verilmiştir. | Deprem tehlike haritaları tanımlanmıştır. SS ve S1 spektral ivme katsayıları koordinata, zemin özelliklerine ve deprem yer hareket düzeylerine göre değişkenlik göstermektedir. 4 farklı deprem yer hareket düzeyi için farklı haritalar mevcuttur. | TBDY-2018 yönetmeliğinde DD-1(2475 yıl tekrarlanma periyodu) deprem yer hareket düzeyine karşı gelen yer hareket düzeyine göre tehlike haritası tanımlanmıştır. Bu haritadaki spektral ivme katsayıları kullanılır. Diğer yer hareket düzeylerine sabit katsayılarla geçilir. |
Kat Ötelemelerinin Sınırlandırılması | Deprem doğrultularından her biri için, binanın herhangi bir i’inci katındaki kolon veya perdelerde, denklemle hesaplanan δi etkin göreli kat ötelemelerinin kat içindeki en büyük değeri (δi)max, aşağıda verilen (1) denklemdeki koşulu sağlayacaktır | Her bir deprem doğrultusu için, binanın herhangi bir i’inci katındaki kolon veya perdelerde, aşağıdaki denklem (a) ile hesaplanan δi(X), aşağıda (b)’de verilen koşulu sağlayacaktır. | İzin verilen göreli kat ötelemeleri yapının özelliklerine göre çizelge verilmiştir. Çizelgede verilen hsx katın zeminden itibaren yüksekliğini ifade etmektedir. Çizelge aşağıdadır. |
1 Denklemi;
a ve b denklemleri;
Çizelge
Şekil değiştirmeye göre hesap için tamam ama Dayanıma göre hesap yaparken performans hedefi belirlenecekse bunun kriterleri ne olacak bu belli mi
Bu Yönetmeliğe göre yığma binaların depremsellik riski yani riskli bina olma durumuna ilişkin hesap parametrelerinde bir değişiklik oluyor mu, yani yığma binaların riskli yapı raporu alabilmesi kolaylaşıyor mu. Şimdiden teşekkür ederim.